Odanın kuruluş yıldönümü nedeniyle Yönetim Kurulu`nun yaptığı açıklama: İMO, dün olduğu gibi gelecekte de toplumsal yararı savunacaktır
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, İMO’nun Kuruluş yıldönümü dolayısıyla 18 Aralık 2013 tarihinde bir açıklama yayınladı
Eklenme Tarihi: 02/05/2014
İMO, dün olduğu gibi gelecekte de toplumsal yararı savunacaktır
İnşaat Mühendisleri Odası 19 Aralık 1954 tarihinde kuruldu. O tarihten bu güne; toplumsal ve kamusal yararı korumaktan, meslektaşlarının hak ve çıkarlarını savunmaktan, mesleki konularda görüş oluşturmaktan, mesleki gelişime katkı sağlamaya çalışmaktan geri durmadı. Birikimini, olanaklarını, mesaisini bu amaç uğruna harcadı; mesleki alana dahil bütün tartışmaların odağına oturmakla kalmadı, taşıyıcısı ve belirleyicisi olmayı başardı.
"İnşaat mühendislerinin temennilerinin hudutsuz olduğunun ifade edildiği ilk genel kuruldan, 2013`ün 19 Aralık`ına kadar geçen zaman zarfında mesleki konu ve sorunlar çeşitlenmiş, daha karmaşık hale bürünmüş, kuramsal çerçevenin ve mühendislik uygulamalarının değişen toplumsal ihtiyaçları karşılaşmakta yetersiz kaldığı açığa çıkmış, alternatif görüş ve yaklaşımlar geliştirilmiş, kamu idaresi ile meslek odaları arasındaki ilişkide yeni sorunlu noktalar açığa çıkmış ancak mühendislerin beklentilerinin sınırsız olduğu gerçeği değişmeden günümüze kadar ulaşmıştır.
Evet, inşaat mühendislerinin, onların tek ve merkezi meslek örgütü olan İMO`nun temennileri hâlâ hudutsuzdur; İMO toplumsal hayatın başka türlü kurgulanması gerektiğine inanmaktadır. Güvenli yapılaşma ve sağlıklı kentleşmenin sağlanması, doğanın korunması, kentsel değerlerin kentlilerin ortak kullanımına sunulması, yaşanabilir kentler kurulması, ulaşımın sürdürülebilir ve nitelikli kılınması, yapı denetiminin yapı üretim sürecinin asli unsuru olarak kabul edilmesi, yapıların ve kentlerin deprem tehlikesine göre düzenlenmesi, kamu yatırımlarının kamusal değer olarak kalması, mesleki niteliğin yükseltilmesi, mesleki uygulamaların bilimsel esaslara ve teknolojik gelişmelere uyumlu hale getirilmesi doğrultusundaki çabalar İMO`nun 1954`ten bu yana savunageldiği ilkesel yaklaşımın nirengi noktasını oluşturmaktadır.
İMO`nun varlık nedeni, mesleki-bilimsel doğrular ve gereklilikler olmuş, siyasi iktidarların kurmak istediği vesayet ilişkisini reddetmek ve kamu idaresinin karar ve tasarruflarını kamu adına denetlemek asli görev olarak kabul edilmiştir. İMO ekonomik-sosyal-toplumsal tercihlerin arka planında siyasi irade bulunduğu gerçeğinden hareketle; demokrasi, eşitlik ve hakça bölüşüm talebinin etrafında kümelenmekten geri durmamış, ülkenin bağımsızlığın ve barışın savunucusu olması noktasında ısrarcı davranmıştır.
Hemen her baskıcı dönem, özellikle de askeri darbe dönemlerinde İMO`nun maruz kaldığı muamele, onun muhalif karakterinden kaynaklanmış, üye ve yöneticileri tutuklanmış, ekonomik açıdan cendere altına alınmış, örgütsel faaliyetleri yasaklanmış, mevzuatında demokratik olmayan değişiklilere gidilmiştir.
TMMOB ve bağlı Meslek Odaları Anayasa`ya ve yasalara dayanarak kurulmuştur. Anayasa ve yasalar meslek örgütlerinin kamu adına denetim yapabileceğini, toplumsal yararı gözeteceğini, üyelerinin hak ve çıkarlarını koruyacağını, aynı zamanda üyelerinin mesleki açıdan gelişmelerini sağlayacak adımlar atacağını hükmetmektedir ki, İMO bu hükümlere dayanarak özelleştirmelere karşı çıkmış, Boğaz Köprüsü tartışmalarına taraf olmuş, kent içi ulaşımda uygulanan bilimsel olmayan yöntemlere itiraz etmiş, su havzalarının ve yeşilin talan edilmesine sebebiyet verecek projeleri yargıya taşımış, HES`lerle ilgili görüş oluşturmuş, deprem önlemlerin alınması ve güvenli yapılaşmanın sağlanması noktasında uyarılarda bulunmuş, meslektaşlarının belgelendirilmesine ve denetlenmesine ilişkin uygulamalar başlatmış, asli görev ve sorumluluklarının kuramsal zeminini oluşturmak amacıyla su yapılarından işçi sağlığı ve iş güvenliğine, yapı kimyasallarından yapı denetimine, kent içi ulaşımdan çelik yapılara kadar mesleki alana dahil hemen bütün konularda bilimsel etkinlikler düzenlemiş, mesleki konulardaki üretimini kamuoyuyla paylaşmıştır.
Türkiye gibi demokrasinin içselleşmediği, hak arama ve örgütlenme kültürünün gelişmediği, mesleki örgütlenmelere bile mesafeli yaklaşıldığı bir ülkede iMO`nun altmış yıldır varlığını sürdürüyor olması bile başlı başına kayda değerdir. Kaldı ki İMO bugün yüz bine yakın üyesiyle mesleğimizin önemli değerlerinden biridir. Bu değer, son dönemde gerçekleştirilen mevzuat değişikliklerinin müsebbibidir.
Son dönemde gerçekleştirilen değişikliklerle; İMO`nun üyeleriyle kurduğu ilişki zayıflatılmak istenmiş, gelirleri budanmış, kamu adına yaptığı denetim engellenmiş, üyelerini denetleyebilmesinin kanalları kapatılmıştır. Bununla yetinilmemiş, siyasi iktidar meslek odaları üzerinde vesayet ilişkisi kurmak üzere, 12 Eylül döneminde gerçekleştirilen değişikliği uygulamaya alarak, mali ve idari denetim yolunu açmıştır. 17 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre, Odamız Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından mali ve idari denetimine tabi tutulacaktır.
Yapılmak istenen bellidir: Meslek Odaları üzerinde vesayet ilişkisi kurulacak, Odalar mesleki denetim sürecinin dışına itilecek, yapı üretim süreci denetimsizliğe, kuralsızlığa teslim edilecektir.
Ne yazık ki 2013`ün 19 Aralık`ı, 60 yıllık kazanımların gasp edilmesine tanık olmaktadır.
Bugün 19 Aralık`ı anlamak, siyasi iktidarın Meslek Odalarına dönük girişimlerinin farkına varmak demektir ki, İMO mesleki dayanışmayla bu eşiği atlamasını bilecek, meşruiyetini kamu adına denetim yapma yetkisini kullanma ısrarından sağlayacaktır.
19 Aralık`ı anlamlı kılan, İMO`yu geleceğe taşıyacak iradenin beyan edilmesi olacaktır. Bu beyan, geçmişe sahip çıkmayı içerirken, geleceği bugünden kurgulamanın da emaresini taşıyacaktır.
Yegâne yol göstericimiz insan hayatının kutsallığı ve toplumsal yarar ilkesinin tartışılmazlığıdır. İMO altmış yıldır taviz vermeden bugünlere taşıdığı hassasiyetleriyle geleceği kurgulayacaktır.
İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu